Manevi Bakım
27 Mart 2019

15 manevi bakım.pdf


                                                                                                    MANEVİ BAKIM                         

 Refik AKTEN

Sosyal Hizmet Uzmanı

refikakten@gmail.com

Hz. Musa bir gün rabbine şöyle dua eder. “Ya Rabbi bana cennetteki komşumun kim olduğunu göster”

Allah Hz. Musa’nın bu duasını kabul eder ve hikmet lisanıyla ona cennetteki komşusunun kim olduğunu bildirir. Git onu  gör diye de emreder.

Hz. Musa kendisine bildirilen kasabın evinde gider  kapısını çalar ve ona tanrı misafiri olur. Gittiği ev son derece sade döşenmiş bir evdir. Neredeyse evde eşya yoktur. Kasap bu tanrı misafiri ile önce çok ilgilenemez. Yanında getirdiği eti pişirip yemeği hazırlar sonra evde tavana asılı olan zembili yavaş yavaş indirir. Hz. Musa bu zembilde yatan kişinin kim olduğunu sorduğunda kasap sessizce bu benim annemdir diye cevap verir. Kasabın annesi yatalak ve sürekli bakıma muhtaç yaşlı bir kadındır. Kasap önce annesinin günlük temizliğini yapar sonra onu kurulayarak hafif doğrultur. Hazırladığı yemeği parça parça ağzına vererek annesini uzun süre yemek yedirir. Sonra annesinin elini öpüp ona sarılır. Kasap annesine sarılırken annesi de onun kulağına bir şeyler fısıldar fakat Hz. Musa söyleneni anlayamaz.

Soran gözlerle kasaba bakan Hz. Musa bir açıklama bekler. Kasap mütebessim ve mutlu haliyle anlatmaya başlar. Yabancı der; bu benim annemdir yıllardan beridir de böyle yatalak şekilde yaşamaktadır. Benden başka bakacak kimi kimsesi yoktur. Bende her gün eve gelir onun altını temizler, sonra yemeğini kendi elimle yediririm, sonrada ben evde yokken onu bir haşerat rahatsız etmesin diye bu zembille biraz yüksek bir yere asıp işime giderim diye anlatmaya devam eder. Hz. Musa duydukları karşısında çok duygulanır merakla sorar, peki ona sarıldığında sana ne söyledi diye sorar. Gülümser kasap ve cevap verir. Annem onun ihtiyaçlarını giderip karnını doyurduktan sonra her gün muhakkak bana sarılır ve kulağıma şöyle dua eder.

“Allah seni cennette Hz. Musa’ya komşu yapsın”

 Bunu duyan Hz. Musa, tanrı misafiriyim diye geldiği bu evde kendini Kasap’a tanıtır. Ona annesinin yaptığı duanın kabul olduğunu söyler ve kendisinin cennet komşusu olduğunu müjdeler.

Allah (cc) bu yaşlı ihtiyarın saf ve tertemiz duasını kabul etmiş ve Kasap’ı Hz. Musa’ya komşu etmiştir.

Dinimiz anne babaya, yaşlı, kimsesiz ve yetimlere bakmayı hem teşvik eder hem de emreder. İsra suresin de cenabı Allah kullarına şöyle buyuruyor. “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kol kanat ger ve:«Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!» diyerek dua et.”

Bu ayet anne babaya hizmet etmeyi emrederken bunun yanında da bizlere aynı zamanda bu hizmeti yaparken onlara iyi davranmamızı, iyilikle muamele etmemizi, alçak gönüllü olmamızı emrediyor. Ayetin devamı da ilginç bir ders ve uyarı şeklinde karşımıza çıkıyor. Onlara hizmet edip bakarken aynı zamanda onlara dua etmemizi emrediyor. “Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!”

Evet bu emir o kadar kesin ve açıktır ki aynı zamanda bize sabretmemizi de öğütlüyor. Onlara bakarken “of” bile demeyin. Peki bu hizmetimizin karşılığında Allah bize neyi vaat ediyor. Peygamber efendimiz buyuruyor ki “Merhametli olanlara, Rahman da merhamet eder. (Öy­leyse siz) yerde bulunanlara merhametli davranınız ki gökte bulunanlar da si­ze merhamet etsin”.

Allah Lokman süresinde ise yine bizlere şöyle sesleniyor. Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını vasiyet ettik! Çünkü anası, onu nice sıkıntılara katlanarak(karnında) taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun içinÖnce Bana, sonra da ana-babana şükret!» diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Banadır.” Bu ayeti kerimde cenabı Allah kendisinden sonra teşekkür edilmesi gerekenin anne baba olması gerektiği konusun da bizlere ders veriyor.

Peki cenabı Allah Kuran-I Kerim’de ve bir peygamberimiz çok hadisindebizlere neden anne babaya, yetimlere, kimsesizlere, muhtaçlara, yaşlılara ve hastalara bakmayı emrediyor ve karşılığında bizlere büyük vaatlerde bulunuyor. Hiç şüphesiz dünyanın en zor ve meşakketli işlerinden birisi de engelli yada yatağa bağımlı hastaya bakmaktır. Bu nedenle bu hastalara hizmet veren yakınları da en çok tükenmişlik yaşayan aynı zamanda en çok desteğe ihtiyacı olan kişilerdir. Bu kişiler üzerinde yapılan bir çok bilimsel çalışmada bu kişilerin kendilerine en çok sorduğu sorunun “Neden ben” olduğu görülmüştür. Özellikle sorunla ilk karşılaştıklarında yada tükenmişlikleri arttığında “Neden ben” sorusu zihinlerini daha fazla meşgul etmektedir.

“Neden ben”sorusu yerine aslında sormamız gereken ilk soru şu olmalıdır. “Ya ben olsaydım”.

“Ya ben olsaydım” sorusunun empatisini yapmak son derece önemlidir. Siz engelli olsanız ve yatağa bağımlı olarak yaşasaydınız ne hissederdiniz? Hangi duyguları yaşardınız? Size hizmet eden yakınlarınız hakkında neler düşünürdünüz? Onlara yaptığınız dualar neler olurdu? Hangi ruh hali içinde olurdunuz? Hayatınızda neyin değişmesini isterdiniz? Bakan ve bakılan tercihi yapsanız hangisini tercih ederdiniz?

Hiç unutmuyorum bir gün engelli bir teyzenin evini resmi bir görüşme nedeniyle ziyaret etmiştik. Bu yaşlı teyze yoksul bir ailenin babaannesi olarak o evde kalıyordu. Evin genel görüntüsü ailenin son derece fakir olduğunu gösteriyordu. Yaşlı teyzenin yatak olarak altına serilen şey sadece eski bir battaniye idi. Üzerinde de ince bir battaniye ile kış gününde öylesine yatıyordu. Teyze yıllardan beri yatalak bir şekilde bu eski evin bir köşesinde hayatına devam ediyordu. Oğlu, gelini ve torunları ise kıt kanaat geçimleri ile ona hizmet etmeye çalışıyorlardı. Teyze hiçbir ihtiyacını kendi karşılayamıyor tüm hizmetlerini çocukları yapıyordu. Teyzeyle ilgilenmek için nasılsın diye sorduğumda bana hayatımın en büyük dersini vermişti. O verdiği cevapla hayatımı yeniden sorgulama ihtiyacı duymuştum. Tek kelime ile verdiği cevap bana, bize, hepimize büyük bir dersti. Sadece şunu söylemişti. “Şükür”.

Tüm tükenmişliklerimiz, tüm çaresizliklerimiz, tüm sıkıntılı zamanlarımızın ilacı olarak bu teyze bana empatinin en büyük dersini ve sihirli anahtarını vermişti. “Şükür”.

Peygamber efendimiz yine bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır. “Herhangi bir genç yaşlılığından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, Yüce Allah da yaşlandığında ona hürmet edecek kimseler halk eder”

Engelli ve yatağa bağımlı kişilere hizmet eden onlarla zamanlarının çoğunu birlikte geçiren kimselerin yoğun bir şekilde tükenmişlik yaşadıklarını, kedilerinin bazen çaresizlik içinde olduklarını ve yoğun stres yaşadıklarını daha önce ifade etmiştik. Bu gibi durumlarda engelli ve yatağa bağımlı kişilere hizmet eden kimselerin bu durumlarına yardımcı olmak için şunları muhakkak yerine getirmemiz gerekmektedir. Belki de onlara yapacağımız en büyük yardım budur.

  • Engelliye hizmet eden kimselere, nefes alabilecekleri dinlenebilecekleri çıkıp dolaşabilecekleri zamanlar oluşturun. Bu süreçlerde siz engellilerin bakımını üstlenin. Unutmayın bu küçük aralar ve dinlenmeler engelliye hizmet eden kişiler için çok büyük önem taşımaktadır.
  • Engelliye hizmet eden kimselere, muhakkak onları takdir edin. Yaptıkları işin ne kadar zor ve önemli olduğunu onlara sözlü olarak belirtin. Onları takdir ettiğiniz özellikle belirtin.
  • Engelliye hizmet eden kimselere, dua edin. Yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki dua bu tür kişiler üzerinde çok büyük bir rahatlatma etkisi göstermiştir.
  • Engelliye hizmet eden kimselere, yardım edecek onları psikolojik olarak rahatlatacak en önemli kişi eşleridir. Eşler sürekli olarak birbirini destek olmalı, bu neden bizim başımıza geldi sorusundan çok, bu sorunla nasıl daha iyi başa çıkabiliriz sorusunu sormalılardır.
  • Engelliye hizmet eden kimselere, yapılacak en büyük desteklerden birisi de aynı durumda olan başka kişilerle bir arada sohbet etmelerinin sağlanmasıdır. Manevi bakım alanında yapılan araştırmalarda engelli yakınlarının bu ve benzeri paylaşımlarının onları çok rahatlattığını ifade etmişlerdir.
  • Engelliye hizmet eden kimselere, aile içi tüm bireylerin destek olması, süreci daha da rahat şekilde yürütülmesini sağlayacaktır. Bu nedenle engellinin bakım işini bir kişi değil tüm aile üstlenmelidir.
  • Engelliye hizmet eden kimselere, dini inançlarının güçlenmesi için yardım edin. Gerekirse bu konuda profesyonel destek alın.
  • Engelliye hizmet eden kimselere, pozitif düşünebilme alışkanlığı kazandırın gerekirse bu konuda profesyonel destek alın.

    Engelli ve yatağa bağımlı kişilere hizmet eden onlarla zamanlarının çoğunu birlikte geçiren kimselerin tükenmişliklerini, çaresizliklerini, yaşadıkları yoğun stresiarttırmamak için ise şunları asla yapmayın. Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki;

  • Engelliye hizmet eden kimselere, acır şekilde bakmayın,
  • Engelliye hizmet eden kimselere, başına gelen bu durumun bir günahının yada hatasının sonucu olabileceğini söylemeyin
  • Engelliye hizmet eden kimselere, ortaya çıkan bu durumdan kendisinin sorumlu olduğunu söylemeyin,
  • Engelliye hizmet eden kimselere, aşırı ilgi yada aşırı ilgisizlik göstermeyin,
  • Engelliye hizmet eden kimselere, ailedeki başka sorunları yansıtmayın.

Unutulmaması gereken en önemli husus, engelli hastalara ve onlara bakan hizmet eden kişilere en büyük destek manevi destektir. Bu desteğinizi sözlerinizle, davranışlarınızla, yardımlarınızla sürekli gösterin. Sizler için çok önemsiz gibi görünün bu yardımlar engelli ve ona bakanların dünyasın da çok büyük destek olacaktır.